26 Kasım 2013 Salı

beltaş işçileri ZAFER kutlamasına Çağrı


ÇAĞRI!

BELTAŞ İşçileri, CHP'li Beşiktaş Belediyesi'ne ve 
işbirlikçi sendikacılara karşı verdikleri mücadelelerini
 ZAFER ile taçlandırdılar.

Bugün saat 19.00'da CHP Beşiktaş İlçe Binası önünde yapacakları zafer etkinliğine hepimiz katılacağız. Tüm dostlarımızı ve halkımızı da Beltaş işçilerinin 
yanında olmaya çağırıyoruz.

KAZOVA İŞÇİLERİ MECLİSİ

18 Kasım 2013 Pazartesi

BELTAŞ İŞÇİLERN DİRENİŞİNİ SELAMLIYORUZ


Bizler Direnen Kazova İşçileri olarak, BELTAŞ İŞÇİLERİ'nin Beşiktaş Belediyesi başkanı ve üyesi oldukları sendika başkanına rağmen grevli-toplu sözleşmeli sendika hakları için verdikleri mücadelede kendilerinin yanındayız.

Malesef CHP'li yetkililer Beşiktaş ilçe binasını işgal eden işçilerin sendikasının önündeki en büyük engel olan Belediye başkanının açtığı davalardan feragat etmesi talebini karşılamak için şu ana kadar her hangi ciddi bir adım atmamıştır. 

Bugün yapacakları basın açıklaması ile yarın sabah itibariyle süresiz açlık grevine başlayacak olan Beltaş işçilerinden, Rıdvan Çalışkan ve Cemallettin Demirel'in bu onurlu dik duruşlarını saygıyla selamlıyor, CHP'li yetkilileri sorumluluğa çağırıyoruz.

KAZOVA İŞÇİLERİ OLARAK, bizlerde BELTAŞ İŞÇİLERİ'nin yapacağı basın açıklamasına katılacağız! 
Tüm duyarlı halkımızı da onların yanında olmaya çağırıyoruz...

BELTAŞ İŞÇİLERİNİN ÇAĞRISI'nı aşağıda sizlerle paylaşıyoruz.

ÇAĞRI
17.11.2013

ÖRGÜTLENME HAKLARIMIZ İÇİN CHP'Yİ İŞGAL ETMİŞ OLAN BİZ, BELTAŞ İŞÇİLERİ OLARAK EYLEMİMİZİ SÜRESİZ AÇLIK GREVİNE ÇEVİRİYORUZ. 

18 KASIM 2013 PAZARTESİ GÜNÜ CHP BEŞİKTAŞ İLÇE BİNASINDA YAPACAĞIMIZ BASIN AÇIKLAMASIYLA AÇLIK GREVİNE BAŞLIYORUZ. HALKIMIZI VE BASINI DAVET EDİYORUZ.

Yer: CHP Beşiktaş İlçe Binası (Beşiktaş Çarşı Meydanı)
Tarihi: 18 Kasım 2013 Pazartesi
Saat: 16.00

DİRENEN BELTAŞ İŞÇİLERİ






3 Kasım 2013 Pazar

ÇAĞRI

ÇAĞRI

3 Kasım Pazar günü Direniş Günleri Film Festivali'nin 3. günündeyiz. Programımız devam ediyor. 
Bu akşam saat 21.00'da GRUP YORUM 
bizlerle birlikte olacak. 


Tüm halkımızı festivalimizin son gününe bekliyoruz...

KAZOVA TEKSTİL İŞÇİLERİ

2 Kasım 2013 Cumartesi

DİRENİŞ GÜNLERİ FİLM FESTİVALİ' NİN İLK GÜNÜ GERÇEKLEŞTİRİLDİ










Kazova Direnişi Kültür Sanat Komitesi’nin haftalardır çalışmalarını sürdürdüğü Film Festivali’nin ilk günü 1 Kasım Cuma günü başladı.

Saat 19.00’da şişli Camisi önünde toplanan kitle, Sambistanbul Ritim Grubu’nun çaldığı ritimler eşliğinde, Şişli ve Bomonti ara sokaklarında ‘’Yaşasın Kazova Direnişimiz, Direne Direne Kazanacağız, İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız’’ sloganları eşliğinde yürüyerek direniş ve işgal fabrikasının önüne geldiler.

Fabrikanın önünde ilk olarak Marmara Üniversitesi öğrencilerinden Melisa ve Simge yan fülüt ve keman dinletisi sundular. Ardından sözü alan Kazova işçilerinden Aynur Aydemir; ‘’hakkınızı alamazsınız dediler, fabrikanın önüne çadır kurarak direnişe başladık. Fabrikadan makineleri ve malları kaçırmasınlar diye çadır kurduk. Sonrasında ise fabrikayı işgal ettik. Makineleri tamir ederek üretime geçeceğiz dedik yapamazsınız dediler. Onuda başardık. En son geçen hafta makinelere haciz koyarak yeni yerimize taşıdık. Geçtiğimiz ay bir defile yapmıştık. Kültür Sanat Komitesi olarak şimdi de bir film festivali örgütledik. Bu gün bunun için burada toplandık. Hepiniz hoş geldiniz’’ dedi.

Ardından Devrimci İşçi Hareketi adına söz alan Münevver Aşçı ise, bu direnişin işçi sınıfı mücadelesinde önemli bir yere sahip olduğunu ve birçok ilki de içinde barındırdığına değindi.  En önemli yanlarından birinin ise haziran ayında başlayan ayaklanma ile halkın duyarlılığının direnişle birleştirilerek sahiplenmenin en üst seviyeye ulaştığını söyledi.

Kazova Direnişi Kültür Sanat Komitesi adına söz alan Meral Yıldırım Gökoğlu ise, bu komitenin Kazova işçileri, Devrimci İşçi Hareketi, Ötekiler Kültür ve Sanat Merkezi ve İdil Kültür Merkezi FOSEM(Fotoğraf ve Sinema Emekçileri) olarak oluşturulduğunu belirterek,  ‘’buradayız çünkü burada bir tarih yazılıyor. Dünyada birçok örneği olmasına rağmen, yaşanan bu direniş ülkemizde ilk ve işçi sınıfı mücadelesinde onurlu yerini almıştır. Tüm sanatçılar burada olmalı bunun için de çaba sarf ediyoruz’’ dedi.

Festivalin oluşumunda emeği geçen yönetmen Okşan Dede ise; ‘’onlar Emek Sinemasını yıka dursun, bizler ayağımızın bastığı her alanı, fabrikaları, mahalle başlarını, depoları sinema yapmasını çok iyi biliriz. Yaşasın ters dönmüş kamera diyorum. Kazova işçileri ezberleri bozdu. Bizde bu imkânla sinemanın da, festivalin de ezberini bozacağız’’ dedi.

Konuşmaların ardından Sambistanbul Ritim Grubu sahne aldı. Coşkulu ritimlerle herkes sahnede dans etti. Birçok basının da katıldığı film festivaline Avusturya televizyon kanalı da çekim yaptı. Konuklar arasında sürekli işçileri ziyarete gelen, gelemediği zaman da arayarak soran, DİSK Nakliyat-İş Sendikası Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu’da vardı. Sahneye çağrılan Küçükosmanoğlu; ‘‘bu bir avuç işçi, Devrimci İşçi Hareketi öncülüğünde çok büyük bir iş başararak işçi sınıfı mücadele tarihinde onurlu yerlerini aldılar. Sendikal mücadelenin dibe vurduğu şu süreçte bizlerde elimizden geldiğince, MNG işçileriyle birlikte destek olmaya, dayanışmaya çalıştık. Sınıfsız, sömürüsüz bir dünya kurulana kadar da bu mücadelemiz sürecek’’ dedi.

Yaklaşık 1 aydır grevli-toplu sözleşmeli sendikal hakları için direnen Beşiktaş Belediyesi’ne bağlı BELTAŞ adlı firmada çalışan taşeron işçiler adına Zafer Gültekin söz aldı. Henüz 4-5 günlük işçiyken arkadaşlarının haklı mücadelesine destek verdiği için işten çıkartıldığını Genel-iş Sendikası 1 No’ lu Şube Başkanı Hikmet Aygün’ün kendilerine sahip çıkmadığını belirtti. Konuşmasının devamında; ‘’henüz sendikalı dahi değilim. Buradan DİSK’e de çağrı yapıyorum. Duysunlar bizi. Bu haklı mücadelemize sahip çıksınlar’’ dedi.

Bu konuşmaların ardından ise Özlem Sarıyıldız, Fatih Aydın ve FOSEM’in ayrı ayrı Kazova Direnişini anlatan ve henüz yapım aşamasında olan belgesel çalışmalarının kolajları kurulan dev bir perde de izlendi.
Saat 20.30’ da kısa bir ara verildi. Bu esnada;

- yarın saat 15.00’da BELTAŞ işçilerinin Beşiktaş CHP İlçe binası önünde yapacakları eylemin,
- Kazova İşçilerinin 12 Kasım’da Çağlayan Adliyesi’nde kaçırılan makineler için açtığı davanın,
- Berkin Elvan için 9 Kasımda Çağlayan Adliyesi önünde yapılacak adalet zinciri eyleminin,
duyuruları yapıldı.

Arada Grup Yorum türküleri çalınarak yakılan ateşin etrafında halaylar çekildi.


Aradan sonra ise Amerika’daki göçmen temizlik işçilerinin sendikalılaşmak için verdikleri mücadeleyi konu alan ‘’Ekmek ve Gül’’ adlı film izlendi. 150 kişinin katıldığı ilk günkü program saat 23.00’da sonlandı. 









31 Ekim 2013 Perşembe

FİLM FESTİVALİ ÇAĞRISI


ÇAĞRI


Tüm halkımızı gerçekleştireceğimiz festivale davet ediyoruz...

KAZOVA DİRENİŞİ KÜLTÜR SANAT KOMİTESİ

FİLM FESTİVALİ AFİŞ ÇALIŞMALARI YAPTI

Kazova Direnişi Kültür Sanat Komitesi, 30 Ekim Çarşamba günü, saat 20.00 ile 22.00 saatleri arasında 1, 2, 3 Kasım tarihlerinde gerçekleştirecek olan DİRENİŞ GÜNLERİ FİLM FESTİVALİ’nin afiş çalışmasını yaptı.  

Tekstil fabrikaları ve atölyelerinin bulunduğu Bomonti sokakları ile Feriköy, Kurtuluş, Osmanbey ara sokaklarında afişlemeler yapıldı. 2 saat süren çalışmada 140cm-100cm ebadındaki  35 adet afiş asıldı.




KAZOVA İŞÇİLERİNE ZİYARETLER SÜRÜYOR

8 aydır direnen ve geçtiğimiz hafta fabrikadan alacaklarına karşı makinaları alarak yeni yerlerine taşıyan Kazova Tekstil işçilerine destek ziyaretleri devam ediyor.

30 Ekim Çarşamba günü saat 13.30’da sanatçı Pınar Aydınlar ziyarete geldi. Sıcak sohbetiyle işçilerin her an yanında olduğunu belirten sanatçıyı işçiler 1, 2, 3 Kasım tarihleri arasında fabrika önünde yapacakları Direniş Günleri Film Festivaline davet ettiler. Kendisi de katılacağını söyleyerek ziyaretini sonlandırdı. 


Saat 15.30’da ise aylardır fabrika işgalinde olan Fen-İş işçileri ziyarete geldiler. Önlüklerini giyen ve ‘’Kazova İşçisi Onurumuzdur’’ sloganlarını atarak çadıra gelen işçileri Kazova İşçileri ‘’İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız’’ sloganlarıyla karşıladılar. Hep birlikte oturularak çaylar içilip sohbet edildi. Yapılacak Film Festivaline Fen-İş işçileri de davet edildi. Atılan sloganlarla işçiler yarım saat süren ziyaretlerini sonlandırdılar. 












KAZOVA TEKSRİL İŞÇİLERİNDEN ŞİŞLİ’DE EYLEM



KAZOVA TEKSRİL İŞÇİLERİNDEN ŞİŞLİ’DE EYLEM

Direnen Kazova Tekstil İşçileri, 30 Ekim Çarşamba günü eylem yaptılar. Saat 13.00’da Şişli Camisi önünde bir araya gelen işçiler, ‘’ÜRETİMDEN GELEN GÜCÜMÜZLE KENDİMİZ ÜRETİYORUZ-DİRENEN KAZOVA İŞÇİLERİ MECLİSİ’’ yazılı pankartı açarak, ‘’Sadaka Değil Hakkımızı İstiyoruz, Yaşasın Kazova Direnişimiz, İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız’’ sloganlarını attılar. Bomonti ’deki işgal ve direniş fabrikasının önüne kadar yürüyen işçilere çevreden alkışlar ve ıslıklarla destek verenler oldu.

Fabrika önünde yapılan basın açıklamasında;
‘’Bizlerin 8 aydır sürdürdüğü bu direniş sadece alacak mücadelesi olmakta çoktan çıktı. Sürecin başından beri birlikte hareket ettiğimiz Devrimci İşçi Hareketi ile birlikte geçen hafta alacaklarımıza karşı makinalara haciz koyarak yeni yerimize taşıdık. Bu zaferimiz tüm işçi sınıfına örnek teşkil edecektir bunun bilincindeyiz. Hedefimiz Üretim Kooperatifi kurarak kaliteli ve ucuz fiyata kendi emeğimizle bizleri kimse sömürmeden halk için üretmektir’’ denildi.

Atılan sloganların ardından, 1, 2, 3 Kasım tarihleri arasında fabrikanın önünde yapılacak Film Festivali’ne de çağrı yapılarak eylem sonlandırıldı.












28 Ekim 2013 Pazartesi

Haklarımızı Sizden Söke Söke Alacağız!



Aylar önce işten atılan Kazova tekstil işçileri Kazova fabrikası önüne çadır kurup direnişlerine başlayıp fabrika işgaliyle üretime geçtiler. Direniş boyunca yaptıklarıyla örnek olan Kazova tekstil işçileri patronlarının bozdurduğu makinaları tamir ettirerek hem üretip hem direnişlerini sürdürdüler. Artık kendi üretimlerini halka daha iyi tanıtmak ve satışlarını yapmak için Kazova tekstil fabrikası işçiler tarafından taşındı.
Yeni yerlerine taşınacak olan Kazova işçileri ve destek verenleri fabrika önünde eylem yaptı. Açıklamayı sözlü olarak Bülent Ünal yaptı. Ünal konuşmasında Ümit ve Umut Somunculardan bahsetti, onların kendi işçilerine söylediği yalanları ve yaptıkları hırsızlığı anlattı.

Ünal konuşmasında Somuncu’nun “Onlara makinaları ben kendim verdim kendileri için çalışsınlar” sözleriyle ilgili “Tamamen yalanlardan ibarettir. Zaten herkes biliyor, kimsenin pek inancı yok buna. Biz bu direnişi hep beraber kazandık. Devrimci İşçi Hareketi yanımızda yer aldı sürecin başından beri, Devrimciler bize sahip çıktı, onlarla beraber kazandık” dedi. 

Ardından sözü Devrimci İşçi Hareketinden Davut Çelik aldı. Çelik, “Ülkemizde o kadar hukuksuzluk var ki, nereye bakarsak aynı kişileri görürüz ve bizim ülkemiz artık patronların çiftliği haline dönmüş. Daha dün 1200 kişi Antalya’da işten atıldı. Punto deri işçileri durumu yine aynı, çalışma bakanı her gün patronlar için yasalar çıkarırken işçileri hiç düşünmüyor. Ama yağma yok! Biz Devrimci İşçi Hareketi olarak devrimciler olarak buna izin vermeyeceğiz” dedi.

Ardından Kazova Kültür Sanat komisyonu adına ise Muzaffer Gezer konuşma yaptı. Gezer, direnişe destek olmak için işçilerin yanında olduklarını söyledi, ayrıca burada olacak olan yeni etkinliklere dair de bilgi verdi. Fabrika önünde yapılacak konserler ve film gösterimleri 1 Kasım saat 20.00'de başlayacak, 3 Kasım pazar günü saat 21.00'da yapılacak konserle sona erecek.





26 Ekim 2013 Cumartesi

ACİL!!! ÇAĞRI

ÇAĞRI

Yıllarca alnımızın teriyle çalıştığımız iş yerinden 4 aylık maaş, kıdem ve ihbar tazminatlarımız gasp edilerek içten çıkartılmıştık. Bugün 8 aylık direniş sonunda zaferimizi artık ilan ediyoruz…

Alacaklarımıza karşılık makinaları fabrikadan çıkartarak kendi yerimize taşıyoruz. Bu konuyla ilgili yapacağımız basın açıklamasına tüm halkımızı çağırıyoruz.

YER: Kazova Direniş ve İşgal Fabrikası Önü

ADRES: İyiniyet Sk. Merkez Mah. No.17 Şişli/İST.

TARİH: 26 Ekim Cumartesi

SAAT: 13.30

KAZOVA TEKSTİL İŞÇİLERİ

25 Ekim 2013 Cuma

FİLM FESTİVALİNE TÜM HALKIMIZI BEKLİYORUZ





KAZOVA DİRENİŞ GÜNLÜĞÜ

23 EKİM ÇARŞAMBA

Bugün eylem günümüz. Sabah kahvaltıdan sonra diğer arkadaşlarımızda geldiler. 12.00’da Devrimci İşçi Hareketi’nin, Av. Taylan Tanay ve Berna Yılmaz’ın tutuklandıktan sonra DİSK ve GENEL-İŞ Sendikasından işten çıkarılmalarına karşı başlattıkları oturma eylemine bizlerde katıldık. Daha sonra da hep beraber Şişli Camisi önünden fabrikanın önüne kadar pankartımızı açıp, sloganlar atarak yürüdük. Çevrede herkes bizi tanıyor artık. Camlardan alkışlayanlar, el sallayanlar vardı. Ziyaretçilerimize çay ikram ederek sohbet ettik.

Bugün Edirne F Tipi Özgür Tutsaklarından mektup geldi. ‘’Her ne kadar fiziken yanınızda olamasak da, yüreklerimiz sizinle atıyor’’ diyerek başarılar dilemişler. Bizleri çok mutlu eden mektubun içinde ürettikleri 3 adet bileklik ve birde süs eşyası saz var. Mektup Adnan Yücel’in şu dizeleriyle son buluyor;

Düşlerin sonsuza koştuğu yerde
Sabrın çiçeklerini açtığı yerde
Asla kapanmaz yaşanan defter
Çünkü tarihin en güzel yerinde

Son sözü hep direnenler söyler…

KAZOVA İŞÇİLERİ ŞİŞLİ SOKAKLARINDA                            SESLERİNİ HAYKIRDILAR

Kazova Tekstil İşçileri, her hafta Şişli Camisi’nden fabrika önüne kadar yaptıkları yürüyüş ve basın açıklaması eylemlerini, 23 Ekim Çarşamba günü de gerçekleştirdiler.

Saat 13.00’da önlüklerini giyen ve ‘’ÜRETÜMDEN GELEN GÜCÜMÜZLE KENDİMİZE ÜRETİYORUZ- DİRENEN KAZOVA İŞÇİLERİ MECLİSİ’’ yazılı pankartı açan işçiler yürüyüşe başladılar.  ‘’İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız, Sadaka Değil Hakkımızı İstiyoruz, Hakkımızı Ümit Somuncu’ya Yedirmeyiz’’ sloganları ve çevreden seyredenlerin alkışları eşliğinde fabrikanın önüne gelindi. Burada yapılan basın açıklamasında;


‘’Bu direniş onur, ekmek ve adalet mücadelesidir. Bu direniş kazandığında tüm işçi sınıfı kazanmış olacaktır. Eğer bizler başarırsak bundan sonra bizleri sömüren asalak patronlar, haklarımızı gasp etmeye öyle kolay kolay yeltenemeyeceklerdir.’’ denildi. Açıklamanın ardından eylem atılan sloganlarla sonlandırıldı. 











KAZOVA TEKSTİL İŞÇİLERİ

KAZOVA DİRENİŞ GÜNLÜĞÜ


KAZOVA DİRENİŞ GÜNLÜĞÜ

11 EKİM CUMA

Gün boyu yoğun geçti. Direnişimizi merak eden, dayanışmak için ürettiğimiz kazaklardan almak isteyenler geldiler. Hepsiyle tek tek elimizden geldiğince ilgilenip, sürecimizi anlatmaya çalıştık.

Bugün Avcılar Forumuna davetliydik. Akşam oraya katıldık. Ürettiğimiz kazakları da orada satışa sunduk. Bizler direnişimiz hakkında bilgi verdik. Merak ettikleri öğrenmek istedikleri şeyleri sordular. En çok da kooperatifleşme ilgili sorular sordular. Bizlerde kendimiz üretmek istediğimizi, zaten bunu yaptığımızı ancak yasal bir zemine taşımak istediğimizi vurguladık. Türkiye işçi sınıfı mücadele tarihinde bir ilk olması bakımından heyecanlandıklarını dile getirdiler. Geç saatlerde vedalaşarak ayrıldık.


12 EKİM CUMARTESİ

Sabah erken kalkıp biraz etrafı toparladık. Dünkü yoğunluktan etraf biraz dağınıktı. Öğlenleyin Brezilya’dan konuklarımız vardı. 4 kişi gelmişlerdi. Fabrikanın durumu hakkında detaylı bilgi verdik. Onlarda kendi ülkelerindeki topraksız köylülerin işgallerinden bahsettiler.

Öğleden sonra Radikal haber portalı bizlerle Kazova Direnişinin dünü, bugünü ve yarını hakkında röportaj yaptı. Bizler de detaylı bir şekilde bilgi verdik. 


13 EKİM PAZAR

Bugün çok fazla gelenimiz olmadı. Bayramda vitrinimize yetiştirmek için kazaklarımızın son kontrollerini yaparak hazırladık.

Öğlen Güney Kore’den işçi sendikalarının başkanı geldi. Bizler durumumuzu anlattık. Direnişimizin nasıl başladığını ve şuan hangi aşamada olduğumuzu anlatarak fabrikayı gezdirdik. Kendisi de ülkelerinde bu tarz direnişlerin olduğunu ve ülkesine gittiğinde sendikacı arkadaşlarıyla bu direnişi paylaşacağını söyledi.


14 EKİM PAZARTESİ

Bugün arife. Yine bir bayramı çadırımızda geçireceğiz. Kahvaltıdan sonra içeride arkadaşlarımız çalışırken bir kısmımızda dışarıda gelen ziyaretçilerimizle ilgileniyoruz.
Direnişimizin başından beri en çok üniversite öğrencileri geldi. Pek çok ilden çeşitli okullardan genç arkadaşlarımızla tanıştık. Bugün Ankara Siyasal Fakültesi’nden bir öğrenci geldi. 24 adet kazak seçti. Bizler daha sonra kendilerine kargoyla yollayacağız. Kendi okuluna bizleri davet etti. Bizde şuan vaktimizin olmadığını söyledik. Daha sonra ki süreçlerde seve seve geleceğimizi söyledik. Sürecimizi anlattık.

Akşama kadar zaman nasıl geçti anlayamadık. Yemekten sonra kimimiz makine başına, kimimiz dışarıda nöbete geçtik. Birkaç arkadaşımızda içeride dinlendi.


15 EKİM SALI

Bugün Kurban Bayramı. Direnişimizde 2. bayramımızı da çadırda geçireceğiz. Sabah erkenden biraz etrafı süpürerek temizlik yaptık. Kahvaltımızı yaptıktan sonra bayram şekerlerimizi de alarak son hazırlıklarımızı tamamladık. Bayramlaşmak için gelenlerimiz oldu.


İstanbul Üniversitesi’nden iki arkadaş geldi. Binayı gezdirerek direniş hakkında bilgi verdik. Bizlerden telefon numaralarımızı aldılar. Birlikte neler yapabileceğimizi düşüneceklerini söylediler. Okulda arkadaşlarına bizleri anlatacaklarını söyleyerek ayrıldılar. 



10 Ekim 2013 Perşembe

ÇAĞRI

Uzun bir zamandır direniş ve işgal fabrikamızda hayata geçirmeye çalıştığımız, TV dizilerine karşı alternatif olarak seçtiğimiz ve düzenli bir şekilde devamlı yapacağımız FİLM GÖSTERİMLERİNE başlıyoruz. Bugün akşam GREV adlı filmi izleyeceğiz. Tüm halkımızı davet ediyoruz.

YER: İyiniyet Sk. Merkez Mh. No:17 Şişli/İst.

TARİH: 11 Ekim Cuma

SAAT: 18.30


DİRENEN KAZOVA İŞÇİLERİ MECLİSİ

5 Ekim 2013 Cumartesi

ÇAĞRI

Avukatımız Süleyman Gökten'in yarın (6 Ekim Pazar) 
direniş çadırında düğününü yapacağız. 

Tüm dostlarımızı bu mutlu günümüzde 
aramızda görmek isteriz. 

YER: Kazova Direniş Çadırı
ADRES:İyiniyet Sk. No:17 Merkez Mh. Şişli/İst.
TARİH: 6 Ekim 2013/Pazar
SAAT: 15.30

KAZOVA TEKSTİL İŞÇİLERİ

3 Ekim 2013 Perşembe

Kazova İşçilerinden Çağrı

ÇAĞRI

Volkan Yaraşır’ın da katılımıyla, işçi sınıfının mücadele tarihi ve dayanışmanın önemi konuları hakkında yapacağımız söyleşiye tüm dostlarımızı çağırıyoruz.

YER: İyiniyet Sk. Merkez Mh. No:17 Şişli/İst.                                              
Kazova Direniş Çadırı

TARİH: 04 Ekim 2013/Cuma

SAAT: 13.30


DİRENEN KAZOVA İŞÇİLERİ MECLİSİ

30 Eylül 2013 Pazartesi

SÖYLEŞİMİZE ÇAĞRI

ÇAĞRI

HHB (Halkın Hukuk Bürosu) avukatlarının, Av. Fuat Erdoğan anısına bu yıl üçüncüsünü düzenlediği uluslararası sempozyuma katılan avukatlardan Arjantin’li Adrian Krmpotic, Şili’li Margarita Pena, Brezilya’lı Edson Borba Manoel ve hem yazar hem de avukat olan Metin Yeğin’in çadırımızı ziyaret ederek deneyimlerini aktaracağı bir söyleşi yapacağız.

Tüm halkımızı bu söyleşiye bekliyoruz.

YER: İyiniyet Sk. No:17 Merkez Mh. Şişli/İst.  Kazova Direniş Çadırı

TARİH: 1 Ekim 2013/Salı

SAAT: 18.00

KAZOVA TEKSTİL İŞÇİLERİ
DİRENİŞ ÇADIRI ADRESİ: İyiniyet Sk. Merkez Mh. No:17 Şişli/İst.
BLOGSPOT ADRESİ: kazovaiscileri.blogspot.com
MAİL ADRESİ: kazovaiscileri@gmail.com
TELEFON NUMARASI: 0542 353 68 17

KAZOVA DİRENİŞ GÜNLÜĞÜ                                 
(28 Eylül Cumartesi)

Direnişimiz ve mücadelemiz için büyük önem taşıyacak olan güne başlarken ilk ziyaretçilerimiz geliyor. Kandıra F tipinde kalan özgür tutsaklar. Direnişimizi coşkuyla selamlıyorlar. Bu bize sabahın ilk saatlerinde büyük moral oluyor.

Gün boyunca aylardır direnerek, işgal ederek ürettiğimiz kazaklarımızı büyük olasılıkla hayatlarında hiç defile görmemiş olan emekçi halkımıza sergileyeceğiz.

Hazırlıklarımız öğlen saatlerinde hızlandı. Ses düzeni, sahne ve direniş defilesi podyumumuz için malzemeler geldi. İdil Kültür Merkezi’nden gelen arkadaşlar ses sistemini kurarken, Ütopya Organizasyondan arkadaşlarımız sahne ve defilenin yapılacağı podyumun kurulmasıyla ilgileniyorlar. Bizler de bir yandan binanın ön cephesine astığımız pankartları düzenliyoruz. Alana il gelenler Dev Genç’liler oldu. İTÜ Meclisi, Kocamustafapaşa, Maçka, Yoğurtçu Parkı, Merter, Tatavla, Abbasağa, Bakırköy, Şişli Merkez, Beykoz forumlarının yanı sıra, Mimar Sinan, Galatasaray ve Boğaziçi Üniversite öğrencileri katıldılar.

Ve saat geldi. 19.00’da etkinliğimiz başladı. Önce Teneke Trampet Müzik Grubu sahneye çıkarak şarkılarını bizler için söylediler.   

Ardından Devrimci İşçi Hareketi adına Behiç Aşçı söz aldı. ‘’Bu direnişin sadece alacak meselesi olmadığını, iki ideolojinin, iki farklı sınıfın çatışması olduğunu ve işçilerden yana olanların bugün burada olduklarını’’ vurguladı. Bu esnada sürekli ‘’Kazova İşçisi Yalnız Değildir, Yaşasın Kazova Direnişimiz, İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız’’ sloganları atıldı.

Sonra bizden iki arkadaşımız sahneye çıktı. Direnişin bu zamana kadar geçirdiği süreci özetleyerek, ‘’amacımız bizi sömüren birileri olmadan kaliteli ürünleri, ucuza halkımız için üretmek’’ dediler.

Şişli Belediyesi işçilerinden Savaş Doğan ve Beşiktaş Belediyesi işçilerinden Rıdvan Çalışkan hem kendi belediyelerindeki patron sendikacılığını hem de Kazova tekstil işçileriyle dayanışmalarını anlattılar.

Konuşmaların ardından bizim ürettiğimiz kazakları, Pelin Batu, Nilüfer Açıkalın, Mehmet Esatoğlu, Hakan Yeşilyurt, İlkay Akkaya, Gülay, Cengiz Bozkurt, Serhat Tutumluer, Selçuk Balcı, Ötekiler Müzik Topluluğu, Güler İnce, Burcu Demir, Merve Tuba Taruk, Ezgi Kaya sahnede sergiledi.

Defilenin hazırlanmasında büyük emeği geçen Metin Yeğin bir konuşma yaparak, burjuvazinin defilelerine karşılık işçilerin de kendi modalarını tanıttıklarını, işçilerin “modasının” işgal, direniş, üretim olduğunu söyledi.

Halkın Hukuk Bürosu’nun bu yıl üçüncüsünü düzenlediği uluslararası sempozyuma katılmak için şuan ülkemizde bulunan Latin Amerika, Arjantin,  Şili, Almanya, Brezilya, Kanada, Suriye, ABD, İngiltere’den gelen avukatlarda etkinliğimize katıldılar. Sahneye çıkarak Arjantin’de çok sayıda buna benzer işgallerin olduğunu söyleyerek başarılar diledi.

Sahneye şimdi de Gülay, Hakan Yeşilyurt, İlkay Akkaya ve Bandista çıkarak şarkılarını söylediler.

Dün hayatını kaybeden ve halkın sevdiği değerli bir sanatçı olan Tuncel Kurtiz’i anmak için, Grup Yorum’un 25. yıl konserinden Geçit Yok adlı şiiri okurken çekilmiş bir kesit sinevizyonla duvara yansıtıldı. Bu sırada, ‘’Tuncel Kurtiz Ölümsüzdür’’ sloganları yükselmeye başladı.

Geceye çok sayıda basın mensubu ve Nur Süer, Deniz Türkali’de katıldılar. Üniversitelerden öğretim görevlileri, Devrimci Müslümanlar, SDP daha sayamadığımız, aklımızda tutamadığımız birçok dostlarımız bizi yalnız bırakmadılar.


En son sahneye Grup Yorum çıktı. Söyledikleri türküler ve marşlarla hep birlikte sahnenin her iki tarafında halaylar çekildi. Halk ayaklanması sırasında polisin attığı gaz bombasıyla başından yaralanan ve 3 aydan fazla süredir komada olan Berkin Elvan’ı da unutmadık. ’’Berkin Elvan onurumuzdur, Diren Berkin Kazova Seninle’’ sloganlarıyla inledi Bomonti sokakları. Grup Yorum’ da Berkin için Büyü adlı şarkısını Davut abinin 6 yaşındaki oğlu Boran’la birlikte söyledi. Büyük ilgi çeken şarkı hepimizi duygulandırdı. Sonra tüm işçiler Grup Yorum ile birlikte sahneye çıkarak Haklıyız Kazanacağız marşını söyleyerek programı bitirdik. 


KAZOVA DİRENİŞ GÜNLÜĞÜ                                                     (29 Eylül Pazar)

Bu haftayı yoğun bir şekilde dün yaptığımız defileye hazırlıklarla geçirdiğimiz için bugün hepimiz biraz yorgunuz.

Bir arkadaşımızı öğlen Bursa’da yapılacak foruma yolladık. Arzu Çerkezoğlu ve Volkan Yaraşır’ın da yer aldığı Bursa’nın Osmangazi Heykel Parkı’nda yapılan forumda Feniş İşçileri de vardı. Onlarda geçtiğimiz günlerde fabrikayı işgal etmişlerdi. Panel havasında geçen konuşmalarda genelde işçi direnişleri, direnişlerle dayanışmanın önemi ve mücadele üzerine konuşuldu. Ürettiğimiz kazakları da sergilediğimiz öğleden sonra başlayan forum 18.00’da bitti.

Öğlen SYKP (Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi) ve Yel Değirmeni formu kalabalık bir şekilde ziyarete geldiler. Çaylarımızı yudumlarken, direnişimiz hakkında bilgi vererek sohbet ettik. Sonrasında fabrikayı gezdirerek, ürettiğimiz kazakları gösterdik. Dayanışmak için kazaklarımızdan aldılar.

Akşama doğru, Yunanistan, Fransa ve Almanya’dan misafirlerimiz vardı. Ülkelerindeki sosyalist basın yayın organları için Devrimci işçi Hareketi’nden bir arkadaşımızla röportaj yaptılar. Kazova direnişi hakkında nasıl bir yol izledikleri hakkında bilgi aldılar.
Akşama kadar gelenimiz eksik olmadı. Bugünü de böyle geride bıraktık. 


KAZOVA DİRENİŞ GÜNLÜĞÜ                                    
(30 Eylül Pazartesi)

Haftanın ilk günü erkenden kalkarak kahvaltımızı yaptık. Öğlene kadar tek tük ürettiğimiz kazaklardan almak için gelenler oldu.

Öğle saatlerinde, Bursa’nın Nilüfer formundan bir kişi ziyaretimize geldi. Daha önce telefonla da görüşmüştük.  Çay ikram ederek direnişimizi anlattık. Büyük bir ilgiyle dinledi. Fabrikayı gezdirerek birkaç tane numune kazak verdik. Bursa’daki arkadaşlarına gösterip bizlere sipariş vereceklerini söyleyerek ayrıldı.

Akşam Birgün gazetesinden arkadaşlar geldi. Taşeronluk sistemiyle ilgili bir belgesel yapmak için bizlerle röportaj yapmak istediklerini söylediler. Bizde onları geri çevirmedik. Sürecimizi anlatarak üretim aşamasına nasıl geldiğimizi aktardık. 

DEFİLEMİZİ YAPTIK

TÜRKİYE İŞÇİ SINIFI MÜCADELESİNDE BİR İLK!
DİRENEN KAZOVA TEKSTİL İŞÇİLERİ İŞGAL ETTİKLERİ FABRİKANIN ÖNÜNDE DEFİLE DÜZENLEDİLER.

Kazova Tekstil direnişi önünü açarak gidiyor. İşçilerin alacaklarını istedikleri direniş artık işçilerin kendileri ürettiği aşamaya geldi. Artık Kazova işçileri maaş, kıdem ve ihbar tazminatlarından öte halk için ucuz ve kaliteli kazak üretme peşindeler. Direnişten öğrenen Kazova tekstil işçileri dayanışmayı hayata geçiriyorlar. Hafta içinde bir günlük satışlarını hasta tutsak Kemal Avcı’ya ayıran Kazova tekstil işçileri, bir günlük satışlarını da Berkin Elvan’a verecekler. Ayrıca Van depreminden zarar gören halkımıza da kazak gönderecekler.

Kazova tekstil işçileri işgal ettikleri fabrikadaki makineleri onarıp kendileri için üretmeye başladılar. Bugün de sanatçıların, halkın yardımlaşması ve dayanışmasıyla bir defile düzenlediler. Kısıtlı olanaklarla düzenlenen defile dayanışmanın ürünü oldu.

Defile saat 18.00’da başladı. Defilenin sunuculuğunu Devrimci İşçi Hareketinden Türkan Albayrak yaptı. Sahneye ilk olarak Teneke Trampet Müzik grubu çıktı. Ardından Devrimci İşçi Hareketi Hukuk Komisyonu adına Av. Behiç Aşçı kısa bir konuşma yaptı. Konuşmasında direnişin salt işçi alacağı direnişi olmadığını, onur ve namus direnişi olduğunu belirten Behiç Aşçı direnişin büyüyüp gelişeceğini belirtti. Direnişin artık kooperatif şeklinde, halk için ucuz ve kaliteli kazak üretimi, işçilerin kendilerinin üretmesi hedefine doğru ilerlediğini belirten Behiç Aşçı’dan sonra sahneye direnen Kazova tekstil işçileri adına Bülent Ünal ve Yaşar Gülay çıktı. Bülent Ünal’ın yaptığı konuşma aşağıdadır;

“DİRENEREK ÖĞRENDİK,
ÜRETEREK DİRENECEĞİZ!

Sayın misafirlerimiz, sanatçı dostlarımız, arkadaşlarımız hoş geldiniz. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyoruz. Direniş defilemizde bizimle birlikte olduğunuz için hepinize teşekkür ediyoruz.

Biz Kazova Tekstil işçileri diyebiliriz ki 31 Ocak 2013’ten sonra hayatımız değişti. Artık 31 Ocaktaki gibi değiliz. 31 Ocakta çaresiz, bilinçsiz, bilgisizdik. Bu nedenle kimseye güvenmiyor ve korkuyorduk. Bu nedenle de eziliyorduk. Ama artık öğrendik, öğrenmeye devam ediyoruz. Öğretmenimiz direniştir. Direniş bize öğretti ve öğretmeye devam ediyor.

31 Ocak 2013 tarihinde yıllardır çalıştığımız Kazova Tekstilin patronları Ümit Somuncu ve Umut Somuncu bizleri toplayarak 1 haftalık izinli olduğumuzu, döndüğümüzde maaş ve tazminat alacaklarımızın ödeneceğini söyledi. 1 hafta sonra döndüğümüzde fabrika boşaltılmış, 100.000 kazak götürülmüş, 40 tona yakın iplik götürülmüştü. Fabrikanın yükte hafif, pahada ağır makineleri kaçırılmıştı. Ve fabrika kapısında bizi şirketin avukatı bekliyordu. 3 gün üst üste işe gelmediğimize dair tutanak tutulmuş ve işimize tazminatsız son verilmişti. Böylece bizler 4 aylık maaşlarımızı, kıdem ve ihbar tazminatlarımızı, izin ve fazla mesai ücretlerimizi alamadan ortada kalmıştık.

Şaşırdık, ne yapacağımız bilemedik. Şaşkındık, yolumuzu bulamadık evlerimize gittik. Daha sonra fabrikadan mal kaçırılmaya devam edildiğini öğrendik. Fabrikanın önünde toplandık. Devrimci İşçi Hareketini bulduk. Devrimci İşçi Hareketi öncülüğünde direnişe başladık.

Önceleri ürkek ve çekingendik. Slogan atamıyor, pankart tutamıyorduk. Öğrendik. Haftada 1 gün Şişli meydanında toplanıp fabrikaya yürüyorduk. Ama bu sesimizi kimseye duyurmayan bir eylemdi. Biz Çarşamba yürüyüşleri yaparken fabrikadan yine mal kaçırıldığını öğrendik. Bu sefer kaçıranlar fabrikanın müdürleriydi. 28 Nisanda fabrika önüne çadırımızı kurduk. Artık direnişimiz çadır direnişine döndü.

Bu arada bizi soyan, emeğimizi çalan hırsız patronlar Ümit Somuncu ve Umut Somuncu’nun da peşindeydik. Tespit ettiğimiz evlerinin önünde basın açıklamaları yaptık. Biz basın açıklaması yaptıktan 1 hafta sonra evlerini boşaltıyorlardı. Yani bizden kaçıyorlardı. Kendilerini aramaya devam ettik ve halen de ediyoruz.

Fabrikadan son olarak müdürler mal kaçırdıkları halde patronlar bizleri şikâyet ettiler. Bizim hakkımızda hırsızlık yaptığımız iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundular. Çevre fabrikaların güvenlik kameraları incelendiğinde hırsızlığı yapanların kendi adamları olduğu tespit edildi ve adamları hakkında bir işlem yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz. Fakat bizlere soruşturmalar açıldı.

Fabrika önünde çadır kurduktan sonra daha çok eylem yapmaya, sesimizi duyurmaya çalıştık. Taksim’de işten atılan işçilerin yaptığı ortak eylemlere katıldık. Polis saldırısına uğradık, dövüldük, gaza boğulduk.

Haziran ayı sonunda fabrikada kalan hurda makineleri alacağımıza karşılık almaya karar verdik. Patronlar giderken fabrikadaki değerli ve hafif makineleri, üretilmiş 100.000 kazağı, 40 tona yakın ipliği kaçırmışlardı. Kaçırdıkları bizlerin alacaklarını rahat rahat karşılıyordu. Fabrikada bırakılan makineler ise hurda denilebilecek, çalışmayan makinelerdi. Üstelik giderken bu makineleri sabote etmişler, çalışmaz hale getirmişlerdi. Makinelerin motorları sökülmüş, kartları alınmış, elektrik ve elektronik bağlantıları kesilmişti. Hatta makinelere kumanda eden bilgisayarların içi açılarak devreler ters bağlanmış ve çalışmaz hale getirilmişti. Bilmiyoruz, belki de bu makineleri de kaçıracaklardı, ama bizim kurduğumuz çadır onları engellemişti. Haziran ayı sonunda bu hurda makineleri götürerek alacaklarımızın en azından bir kısmını tahsil etmeye çalıştık. Hemen polis önümüzü kesti. Yaptığımız suçmuş. Patronun bizim emeğimizi çalması, makineleri bizden kaçırması suç değildi, ama bizim alacağımızın en azından bir kısmını almaya çalışmamız suçtu. Hakkımız olan makineleri götüremeyince aynı gün fabrikayı işgal ettik ve açlık grevine başladık. Polis patronlarımız Ümit Somuncu ve Umut Somuncu’nun şikâyetleri üzerine fabrikaya gelmiş. Yine hakkımızda soruşturma açıldı. Yine biz sanıktık. Patronlara bir şey diyen yoktu.

Fabrika işgali ve açlık grevi eylemimiz devam ederken aynı zamanda direnişimizi de büyütmeye çalıştık. Diğer direnişlerle dayanışmaya çalıştık. Direnişle birlikte dayanışmayı da öğrendik.

Halk ayaklanmasında bizde vardık. Çatıştık, gaz yedik, halkımızla birlikte polis terörünü biz de yaşadık.

Direnişe devam ederken bir yandan da bizden kaçırılan, emeğimizin karşılığı olan makineleri NES TRİKODAN almaya çalıştık. Kazova Tekstilin yanındaki bina ile Kazova arasındaki duvar yaklaşık 20 yıl önce yıkılmış ve burası Kazova’nın devamı haline getirilmişti. Geçen sene Kasım ayında patronumuz Umut Somuncu bizleri toplayarak kendi işini ayıracağını, yan tarafta ayrı bir firma olarak çalışmaya devam edeceğini söyledi ve içimizden 13 kişiyi NES TRİKOYA kaydırdı. Kazova Tekstil ile arasına da alçıpenden bir duvar yapılarak ayrıldı. Burası da bu sene Şubat başında kapandı. Sonradan öğrendik ki burasının vergi kaydı Somuncuların üzerine değil, hayatımızda hiç görmediğimiz Abdülkadir Nergis isimli birinin üzerine imiş. Tanımadığımız bu zat şubat başında vergi kaydını kapatarak makineleri Kazova Ltd. Şti.’ne satmış. Yani Kazova A.Ş.’nin makineleri Nes Trikoya, oradan da Kazova Ltd. Şti.’ye geçmiş. Kazova Ltd. Şti. isim değiştirerek Midyatlı Tekstil adını almış. Bu hileli, muvazaalı bir devirdir. İşçilerden mal kaçırmak için yapılmış bir hiledir. Emeğimizin karşılığını onlara bırakmayacağız. Hukuki açıkları kullanarak bizden kaçırdıklarını alana kadar mücadelemiz devam edecek.

Daha sonra kendimiz üretim yapmaya karar verdik. Fabrikada daha önce üretilmiş ve yarım kalan kazaklar vardı. Bu kazakları onardık. Bu kazakları forumlarda sattık. Burada özellikle forumların dayanışmasını, desteklerini anmak ve kendilerine teşekkür etmek isteriz. Başta Tatavla ve Şişli Merkez forumu olmak üzere forumlar bize sahip çıktılar, hep yanımızda oldular. Tamamladığımız kazakların satışından elde ettiğimiz gelirlerle hasar verilmiş makineleri onardık. Şu an 3 tane dokuma makinesini çalışır hale getirdik. Artık bu makinelerde kendimiz üretiyoruz. Başımızda patron olmadan üretiyoruz. Üretmeye de devam edeceğiz. Artık başımızda bizim emeğimizi çalacak patron istemiyoruz. Artık kendi emeğimizin sahibi olacağız.

DİRENEN KAZOVA İŞÇİLERİ
İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!
HAKKIMIZI ASALAK, HIRSIZ PATRONLARA YEDİRMEYECEĞİZ!
DİRENEREK ÜRETECEK ÜRETEREK DİRENECEĞİZ!“

Bülent Ünal’dan sonra Kazova tekstil işçilerinden Yaşar Gülay söz aldı. Yaşar Gülay’ın konuşması şöyledir;

“DİRENİŞİMİZİ BÜYÜTÜYORUZ!
ARTIK ÖRGÜTLÜ OLARAK, KURUMSAL ÜRETİM YAPACAĞIZ. ARTIK HALKIMIZ İÇİN ÜRETECEĞİZ.

Direnişimiz kendi içinde değişik evrelerden geçti, geçiyor. Direnişin her aşaması karşılaştığı sorunları çözerek ilerliyor. Artık kendimiz üreteceğiz. Artık patron istemiyoruz. Artık patronun boyunduruğu altına girmeyeceğiz.

31 Ocaktan bu yana değişik şekillerde süren direnişimiz artık yeni bir evreye geldi. Artık KOOPERATİF üretimine geçiyoruz. Burada, direnişte çok şey öğrendik. Dostumuzun ve düşmanımızın kimler olduğunu öğrendik. Karşılaştığımız sorunları çözmeyi öğrendik. Daha da birçok sıkıntıyla, sorunla karşılaşacağımızı biliyoruz. Ama şunu da biliyoruz, halkın dayanışması her sorunu çözer.

Bizler direniş içinde birbirimize güvenmeyi öğrendik. Birbirimize sırtımızı dayamayı öğrendik. Biliyoruz ki birbirimize güvenmezsek düşeriz. Bu nedenle artık kendimizi DİRENEN KAZOVA İŞÇİLERİ MECLİSİ olarak ifade ediyoruz. Kurmayı hedeflediğimiz yasal kurumlaşma biçimi ise kooperatif. Kooperatif kendi içinde yardımlaşma ve dayanışmayı ifade ettiği için tercih ettiğimiz yasal biçimdir. Yoksa elbette sermaye şirketi, şahıs şirketi gibi yasal biçimleri de tercih edebilirdik. Bunları tercih etmedik çünkü sorun sadece bir yasal biçim bulmak değil, bunun bizi ifade etmesidir de. Bizim dayanışmamızı, halkın bizi sahiplenmesini, bizimle dayanışmasını ifade etmesi gerekiyordu.

Artık talebimiz alacaklarımızın ödenmesi olmaktan çok öteye geçti. Artık sadece alacaklarımızın peşinde değiliz. Artık halkımız için ucuz ve kaliteli kazak üretmek istiyoruz. Şimdi bunun çalışmalarını yapıyoruz. Bunu da başarabiliriz.
Kısa bir zamanda buradaki ve yan taraftaki tüm makineleri alarak kuracağımız kooperatife taşınacağız. Burada başımızda bize hakaret eden, küfür eden bir patron olmayacak. Bizi sopayla döven, silah çeken bir patron olmayacak. İşimizin sahibi olacağız ve halkımız için ucuz ve kaliteli kazak üreteceğiz. Halkımızla dayanışacağız. Dayanışmayla acıların azalacağını biliyoruz. Bu konuda pratik adımlar atmaya başladık. Kanser hastası tutsak Kemal Avcı için 1 gün satış yaptık. Topladığımız parayı kendisine teslim ettik. Berkin Elvan için de 1 gün satış yapacağız. Van depreminde evlerini kaybeden halkımıza ulaştırılmak üzere kazak göndereceğiz.

Şunu da biliyoruz; birçok sorunla karşılaşacağız. Ekonomik, polisiye birçok sorun yaşayacağız. Ama tümünü çözebileceğimizi düşünüyoruz. Çünkü yalnız değiliz. Çünkü biz direnişimizin talebini değiştirdik. Talebimiz sadece alacaklarımız değil. Bu onur ve namus direnişidir. Bu egemenlerle halk arasında süren savaşın küçük bir örneğidir. Ve bu savaşta biz halkımızla birlikteyiz. Yalnız değiliz ve olmayacağız da.

Üretimden gelen gücümüzü halkımıza ucuz ve kaliteli kazak giydirmek için kullanacağız. Bunu başaracağız. Hepinize teşekkür ediyoruz.

DİRENEN KAZOVA TEKSTİL İŞÇİLERİ MECLİSİ 

Kazova işçilerinden sonra Şişli Belediyesi işçilerinden Savaş Doğan ve Beşiktaş Belediyesi işçilerinden Rıdvan Çalışkan hem kendi belediyelerindeki patron sendikacılığını hem de Kazova tekstil işçileriyle dayanışmalarını anlattılar.

Daha sonra Devrimci işçi Hareketi Önderliğinde Direnerek kazanan Rosateks işçilerinden Meral Akyürek söz aldı. Ve işçi sınıfının ancak ve ancak asalak patronların haksızlıklarına, hırsızlıklarına karşı direnerek kazanılacağına değinerek Kazova işçilerinin direnişini selamladı.

İşçilerin konuşmalarından sonra Kazova tekstil işçilerinin kendi ürettikleri kazaklar tanıtıldı. Pelin Batu, Nilüfer Açıkalın, Mehmet Esatoğlu, Hakan Yeşilyurt, İlkay Akkaya, Gülay, Cengiz Bozkurt, Serhat Tutumluer, Selçuk Balcı, Ötekiler Müzik Topluluğu, Güler İnce, Burcu Demir, Merve Tuba Taruk, Ezgi Kaya kazakları tanıtan sanatçılardı.

Sanatçılar; Kazova işçilerinin el emeği ürünlerinin tanıtımında gönüllü görev aldılar. Elbette burada yapılan bir moda firmasının defilesi değildi. Dünyada ilk defa İşgal fabrikasının ürünleri, işgal defilesiyle tanıtılıyordu. Yaklaşık 2000 civarında izleyicinin katıldığı defile dün hayatını kaybeden Tuncel Kurtiz’i anan ve anlatan sinevizyon gösterimiyle devam etti. Tuncel Kurtiz’in Grup Yorum’un İnönü Stadı konserinde okuduğu şiir halka tekrar gösterildi. Tuncel Kurtiz’den sonra sahneye defilenin hazırlanmasında büyük emeği geçen Metin Yeğin çıktı. Metin Yeğin burjuvazinin defilelerine karşılık işçilerin de kendi modalarını tanıttıklarını söyledi. İşçilerin “modasının” işgal, direniş, üretim olduğunu söyleyen Metin Yeğin bu yılın ve bundan sonraki yılların işçi modasının “İşgal Et, Diren Ve Üret” olduğunu söyledi.

Konsere katılan sanatçı dostlarımız elbette sadece Kazova işçilerinin üretimlerini tanıtmak için gelmemişlerdi. Sanatçılarımız Kazova işçilerinin el emeği ürünü olan kazakları giyerek sahneye çıktılar ve parçalarını Kazova işçileri için söylediler. Sahneye İlkay Akkaya, Hakan Yeşilyurt, Gülay çıktı.

Halkın Hukuk Bürosunun düzenlediği uluslararası Fuat Erdoğan sempozyumu için gelen işçilerin direnişlerinde avukatlık yapan Arjantin, Şili ve Brezilyalı avukatlarda sahneye çıkarak işçilerin direnişlerini selamladılar. Arjantin’den katılan ve işgal fabrikasında işçilerin avukatı konuşmasında Arjantin’deki işçilerin işgal deneyimlerini anlattı.

Daha sonra Devrimci işçi Hareketinden bir işçi bir şiir okudu.
Ve son olarak sahneye Grup Yorum çıktı. Grup Yorum konuşmalarında Kazova Direnişinin Türkiye’de bir ilki başardığından söz ederek Direnişi selamladı ve coşku dolu şarkıları ile etkinliğe katılanlara coşkulu anlar yaşattı. Çekilen halayların ardından Kazova işçileri, eşleri ve çocukları ile sahneye çıkarak hep birlikte Haklıyız Kazanacağız marşını söyledi.

Geceye çok sayıda basın mensubu katıldı.

Etkinliğe Nur Süer, Deniz Türkali’de katılarak Kazova işçilerine destek verdi.
Etkinliğe forumlardan çok sayıda kişi katıldı. KocamustafaPaşa, Abbasağa, Şişli Merkez, Tatavla, Bakırköy, Beykoz, Yoğurtçu, Boğaziçi forumları etkinliğe katıldı ve çok sayıda insan destek ve dayanışmasını göstererek etkinlikte görev aldı.

Ayrıca Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi, İTÜ, Boğaziçi, Galatasaray Üniversitesinden öğretim görevlileri de Kazova Direnişçilerinin yanında yer aldı.

Kanada, Suriye, Amerika, Almanya, İngiltere... den avukatlar da geceyi ilgiyle izlediler.

SDP ve Anti Kapitalist Müslümanlarda Kazova işçilerine desteğe gelen gruplardı.

Gecede sık sık “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız”, “Yaşasın Kazova Direnişimiz”, “Direne Direne Kazanacağız”, “Berkin Elvan Onurumuzdur”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz” sloganları atıldı.